13 Ocak 2012 Cuma

PARİS...

Paris'ten döneli neredeyse bir ay oldu.Aylarca bu geziyi planlayıp,heyecanla bekledikten sonra rüya gibi geçti gitti.Şimdi sanki oralara giden-gelen  ben değilmişim gibi geliyor.

Paris...pastaların şehri.Gerçekten neredeyse her köşe başında bir fırın var.Ve ilginçtir bizdekinin aksine hiçbir şeyi kötü yapmıyorlar.İnternet sağolsun.Giderken elimde koca bir liste vardı.Ne ,nerede yenecek?Nasıl görülecek ?....Pek çoğunu gezdim.Yemek istediğim herşeyin tadına baktım.Laduree,Paul,Fabrıce Gıllotte, La Maıson Du Chocolat,Angelına,Leon,Jeff De Bruges,Fauchon,Pierre Herme,Chez Clement,Dalloyau, Sadaharu Aoki,Berthilon,L'Entrecote,....ilk aklıma gelenler.

Aslında ben Paris'i insanların sokaklarında pasta yediği,heryerin pastadan,çikolatadan yapıldığı bir şehir olarak hayal etmiştim.Adı üstünde hayal işte.

Çok çok güzel bir şehir Paris.Kışıda güzel ama eminim yaz ayları çok daha keyifli olurdu.İmkan varsa mutlaka gidilip görülmeli.Turistik yerlerini yani saraylarını, müzelerini yazmıyorum .Ancak çocuklarla gidilecek ise asla Monalisa aşkına düşüp onları Louvre'a götürmemeli.Bence Muse d'Orsay çok daha iyi bir tercih.Bunun dışında şehrin biraz dışında bilim müzesi ve müzik müzesinin de içinde  olduğu alan 'Parc de la Villette'çok keyifli bir yer. Tabii Disney'i söylemeye gerek yok.Ayrıca şehirde  büyükte bir akvaryum var.

İşte Paris özeti bu kadar.Kruvasan+kahve=kahvaltı ,peynir+şarap=5 çayı ,gerisi hep pasta ,pasta....heryer pasta....


3 Şubat 2011 Perşembe

SİHİRLİ PASTALAR

Haftasonu yarı yıl tatilini fırsat bilip çocuklarla tiyatroya gittik. Müjdat Gezen tiyatrosunun ''Sihirli Pastalar'' oyununu izledik.Kızım gülerek salondan çıkarken ,oğlum oyunun konusunun iyi ama görselliğinin az olduğunu söyledi.Kostümler daha abartılı olabilirmiş.Oysa ben bayıldım.Aç gözlülüğün kötü bir şey olduğunu anlatan harika bir oyun. Çocuklarınızla izlemenizi tavsiye ederim.

7 Ocak 2011 Cuma

YILBAŞI




İşte yılbaşı pastam ve kurabiyelerim.Pasta wilton'ın sitesinden.Çok eski bir katalogtan olmasına rağmen hala ilgi çekici bence.





Bu da yakışıklı bir delikanlının doğumgünü pastası.


4 Ocak 2011 Salı

2010'DAN KALANLAR


2010'u nihayet geride bıraktık 2011'dende epey yol aldık.Dosyalarımı karıştırırken geçen yıla ait resimler buldum.Herbiri özel olaylara ait olduğu halde nasıl olmuşta unutmuşum bende şaşırdım.







Aceleyle yapılıp şehirler arası seyahat ettikten sonra küçük prensesine kavuşan ve afiyetle mıncık mıncık edilen bu pasta ailemizin en miniğine ait.2010'da 1 yaşına girdi.(nisan)

Bir sınıf dolusu anaokulu öğrencisi ile birlikte kutladığımız küçük kızımın 5 yaş pastası.(mart)




Nişan pastası ve kurabiyeleri(nisan)

3 Ocak 2011 Pazartesi

YENİ BİR YIL YENİ BİR YAŞ











Her sene sonu bizim için hem yeni yılı hemde yeni bir yaşı ifade ediyor.Oğlum her yıl sonu bir yaş daha alıyor.Bu benim için yaklaşık 15 gün süren bir mutfak deneyimi demek.En az 3 kere kutlanan doğumgünü için 3 ayrı konseptte pasta ve sofra hazırlanıyor.Ardından tabi yılbaşı hazırlıkları, pastalar,kurabiyeler...





Not :Yeni kitabım 'Hayatın Ta Kendisi Lokantası' yazarı : Maeve Binchy .Uzun zamandır okumak istiyordum.Ancak sırası geldi.

28 Aralık 2010 Salı

ESKİŞEHİR

Uzun zamandır Eskişehir'i yazmak istiyordum.Ben Eskişehir'i kesinlikle yaşanası şehirler arasında 1. sıraya koydum.

İlk defa bayramda gittik Eskişehir'e.Daha doğrusu geçerken uğradık.Cıvıl cıvıl bir yer.Her yerde gençler.Alabildiğine renkli.Caddeleri düzenli.Tramvaya bayıldık.Hele şehrin içinden geçen nehire.Hayat nehrin etrafında toplanmış.Gondollara da bayıldık.Gecesi ayrı gündüzü ayrı güzeldi anlayacağınız.

Gelelim yemeklere.Eskişehir deyince önce çiğ börek yemek lazım.Hatta yemeden dönmemek lazım.Kahvaltıda turşu servisini ilk defa burada gördüm ben.Asla mideyi rahatsız etmeyen aksine böreğin yağını hafifleten bir şey turşu.Afiyetle yedik tabi.

Akşam yemeği için ise her yerde köfteciler var.Biz birkaç yere baktık.En temiz ve kalabalık olanı tercih ettik.Tavuk suyu çorbası evde yapılmış gibiydi.İçine incecik doğranmış havuç koymuşlardı.Sevmeyen kızım bile içti.Ekmeklerin üzerinde birer büyük köfte geldi sofraya.Yanında salatasıyla. Çocuklar bayıldı. Köfte harikaydı.

Birde güzel bir şarap evi gözüme ilişti ama çocuklar çok yorulmuştu.Bir dahaki sefere bıraktık.

Her yerde cafeler var.Biz Passage'ı tercih ettik.Pastaları çok güzel.Tavsiye ederim.Burada haftanın belirli günleri çikolata ve makarna kursları düzenleniyormuş.Ne yazık ki bayram tatili dolayısıyla ertelenmişti.

Eskişehir elbette bununla sınırlı değil.Parkları ,bahçeleri ,Müzeleri ,eski binaları,konser salonları,
Odun pazarı'nda ki evleri,...saymakla bitmez.Kimbilir ne harika yöresel yemekleri de vardır bilmediğimiz.Ben en kısa zamanda tekrar gitmeyi planlıyorum.Sizde mutlaka görün .



12 Kasım 2010 Cuma

YENİ KİTAPLARIM

Pişirmek kadar okumaktanda zevk alıyorsanız yeni kitaplarım işte burada;



Anthony Bourdain- Mutfak Sırları

Ramazan Bingöl - Restoran İşletmeciliği

Fatmagül Demirel- Dolmabahçe ve Yıldız Saraylarında Son Ziyaretler Son Ziyafetler

Mecit Bahçıvan- Rahva Krallığından Peynir Krallığına

Nicole Mones- Son Çinli Şef

Fatoş Yağcı- Çaya Davet

Yasmın Crowther- Safran Mutfağında Aşk

Peter Elbling- Çeşnicibaşı

Andhreas Staikos- Tehlikeli Yemekler

Byron Ayanoğlu- İstiridye Üstü Girit

Eva Ecksteın- Casanova'nın Aşk Menüsü


İçinden yemek geçen kitaplar listesi şimdilik bu kadar...Benim listemde olmayan kitapları lütfen banada bildirin ,birlikte okuyalım.İyi okumalar...